Okuduğum kitaplardan zihnimde iz bırakanları tüm okumayı ve öğrenmeyi sevenlerle paylaşmak gayem... Lektör Kitap Yorumcusu
16 Nisan 2015 Perşembe
Türklerin Tarihi - İlber Ortaylı
İlber Ortaylı Türklerin Tarihi kitabında ders kitabından uzak sade akıcı bir dille tarihi sevdiriyor.
Önemli bilgileri vurgularken yanlış bilgilerimizi de düzeltiyor. Esasen tarihi okurken zevk alabilmemiz için kronolojiyi sevmemiz, kronolojiyi sevmek için ise Senkronoloji yapmak zorunda olduğumuzu dile getiriyor. Kesinlikle haklı bulduğum yaklaşım. Biz okuyucuları kopuk tarihi okumak hem canımızı sıkıyor hem de bağlantıları doğru kuramadığımız için aklımızda okuduğumuz kitaplar pek kalmaya biliyor.
Senkronoloji nedir?
Eş zamanlama; yani 495'te ne oluyor? Roma imparatorluğu parçalanıyor, peki öbür tarafta ne oluyor? Sasaniler İran'ında Orta Asya'da kim var? Türkler ve Göktürk İmparatorluğu var. Biraz daha ilerlerseniz işte 622'de Hz.Muhammed hicret ediyor. Bizansta kim var? Herakles sülalesi İranlılarla kavga ediyor; onlar ortalığı altürst ediyor ve arada Göktürk Kağanı Bumin Han Bizans'la temasa geçiyor. Böyle baktığınız zaman o sıkıcı bulutların arkasında tarih,kapı komşumuz olmaya başlar." der İlber Ortaylı
Yine çok önemli bir noktayada kitapda vurgu yapmakta; Semitik dillerle olan ilişkimizi sorguluyor
Kitaptan Seçmeler;
"Türkiye müslümandır semitik dilleri bilmez; İslamiyet'in vahiy dili olan Arapçayı ve onun kökü olan Sami dilleri de bilmez. Türk dilinin %30'u Farsçadır. İran denilen dünyadan haberimiz yok. Aynı şekilde Türkiye, Bizans İmparatorluğu'nun varisidir ama Helen dili öğretimi ve Bizans tetkikleri zayıf; filologyadan da, tarihten de haberdar değiliz. Şüphesizki bu zaaflarla bizim bir şey yapabilmemiz, ne Avrupa'ya ne Asya'ya tam anlamıyla oturabilmemiz ve etrafımızdaki hasım dünya ortasında kendimizi müdafaa edebilmemiz, dahası gelecek nesillere sağlıklı bir kültür aktarabilmemiz mümkün değildir. Gençlerimiz zengin bir kültür mirası alıp bunun bilincinde olmadıkları için ön planda kimlik bunalımından dolayı bundan kaçmaktadırlar. Çünkü Bariz vasıf budur; kimliğin oturmadığı, iyi tarif edilmediği, benimsenmediği yerde; ulus ve vatan coğrafyası da benimsenemez. Tarihi benimsemezse coğrafyayı da benimsemez, dolayısıyla kimlik eksik teşekkül eder ve ortada sadece karnını doyurmaya kalkan ve mütamadiyen bunu tekrarlayan garip bir toplum oluşur."
Tarihte kurulan ilk müslüman Türk devleti ( Uygurlar) dan ve bilmediğimiz bir çok konu, mekan, kavim ve olaylar zincirini sade dille anlatmış.
Tavsiye ederim. Sevgili kitap severler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder