Suyun Gizli Mesajı kitabını 2010 yılında okudum. Kitap Japon yazar Masaru Emoto’nun SU ile yapmış olduğu mükemmel deneyi ile ilgili. MasaruEmoto donmuş su kristallerinin fotoğrafını çekmeye başlar. Zamanla suyun tepkilerini fark eder evet yanlış duymadınız Suyun sözlerinize karşı tepkilerini izler kaydeder ve fotoğraf çekerek ispatlar. Kitap, ince aynı zamanda çoğu sayfalarda görsellerle anlatım mevcut. Masaru Emoto’ ya göre su, bilgiyi kopyalama ve hafızada tutma becerisine sahipti. Asıl şaşırdığım nokta işte buydu. Siz de Nasıl su bilgiyi tutar ve tepki verebilir diyorsanız kitap bunu çok basit harika anlatmış.
Kitaptan “ Önce, eczaneden aldığımız damıtılmış suyla bir
deney yaptık. Sonuç aklımızı başımızdan almıştı. Işıklı ve berrak melodisiyle
Beethoven’in Pastoral Senfoni’si, son derece iyi biçimlenmiş harikulade bir
kristal vermişti. Ulvi güzelliği övgü olan Mozart’ın 40. Senfoni’si son derece
iyi biçimlenmişti. Chopin’in opus 10 serisinin 3 numaralı etüdünden doğan
kristalse olağanüstü ayrıntılarıyla baş döndürüyordu.”
“Aldığımız sonuçlar oldukça etkileyiciydi ama bu kadarla
kalmayı daha farklı deneyler yapmaya karar verdik. Ses titreşimlerinin suyu
etkilediği ortadaydı. Peki ya görüntü? Bir kâğıt parçasının üzerine “Teşekkürler”
ya da “Aptal” gibi bir kelime yazıp kâğıdı su dolu şişeye sararsak, suyun bu
kelimelere nasıl bir tepki vereceğini merak ediyorduk. Suyun, yazıyı “okuyup”
anlamını kavramasını ve buna uygun bir tepki vermesini beklemek hiç de mantıklı
görünmüyordu; ama müzikle yaptığımız deneylerden, beklenmedik tuhaf şeylerin
olabileceğini biliyordum. Su “Teşekkürler” yazısına son derece güzel bir
kristalle tepki vermişti; öte yandan “Aptal” kelimesi, tıpkı heavy-metal
müzikte olduğu gibi, biçimsiz, parçalı kristaller üretmişti.”
TEŞEKKÜRLER’e Verdiği Tepki APTAL’a
Verdiği Tepki
“Sonraki deneylerde, suyun, “Hadi yapalım” gibi olumlu
ifadelere güzel biçimli, albenisi olan kristaller yaratarak tepki verdiğini
gördük; “Yap Hadi!” gibi dayatmalar karşısında da neredeyse hiçbir zaman
kristal oluşmuyordu. Bugüne dek gördüğüm en zarif, en güzel kristal, “sevgi ve
şükran” kelimelerinin kristaliydi. Su bize yaşamı nasıl kavramamız gerektiğini
öğretiyor. Suyun hikâyesi, yeryüzünde var olan her bireyin hücrelerinden bütün
evrene akıyor. Bu olağan üstü hikâyenin daha önce okunmamış sayfalarını
çevirirken sizin de benim kadar büyük bir heyecan duyacağınızı umuyorum.”
SEVGİ VE ŞÜKRAN’ a Verdiği Tepki
Masaru Emoto bu hassas deneyi ile suyun ne denli büyük bir
gücü olduğunu ispatlamıştı. Aklıma vücudumuz geldi. Kitabı okurken ne denli
kendimize kızdığımız, günde kaç defa kendime güzel, kaç defa ise olumsuz cümle
kurduğum geldi aklıma. Evet kendime güzel cümle kurmuyordum. Hiç düşündünüz mü?
Kuruyor musunuz? Genelde lanet olsunla başlayan, ne beceriksizim, aptal kafam,
ölücem yorgunluktan, bittim öldüm, hatta lanetleyen cümleler kurmuyor muyuz?
Günde kaç defa kendi bedenimize sevgimizi ifade ediyoruz? Düşündüm de
bedenimizi sevemediğimiz ve sevgimizi ifade edemediğimiz için mi hep dışarıda
birilerinde o sevgiyi arıyoruz? Olabilir mi? Hastalıklarımız sizce bir tesadüf mü?
Bağışıklık sistemimiz çökme sebeplerinden biride bu olabilir mi? Hiç düşündük mü?
Açıkçası bu bilimsel araştırma
kitabından sonra bunların hepsini uzun uzun düşündüm. Sanırım artık daha çok dikkat
ediyorum.
Kitaptan İlginç Çekimlerden Fotoğraflar;
SONSUZLUK BİLGELİK
Merak Edenler İçin video yu seyretmelisiniz;
Harika kitap tavsiye ederim sevgili kitap severler.
flora
Facebok hesabım: Floraninkitapligi
Twitter hesabım: FloraKitaplık
Twitter hesabım: FloraKitaplık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder