Bugün benim için çok özel bir kitabı yorumlayacağım. Kitabın
adı %100 Düşünce Gücü Yazarı Jack Ensign Addington. Kitabı on sene önce okudum
ve her sene en az bir defa okurum. Bana göre kişisel gelişim kitaplarının
yıldızı, herkesin kütüphanesinde bulunması gereken vazgeçilmez bir kitap. Elbette
herkesin bir ilgi alanı vardır. Açıkçası benim de daha çok ilgiyle takip
ettiğim konu kişisel gelişim kitaplarıdır. On beş yaşımdan beri parapsikoloji
kitapları okuyorum. Kişisel gelişim
kitapları benim için ayrı öneme sahip. Bu sebeple bu alanda yorumlamak için
kitap seçerken daha bilinçli seçtiğimi düşünüyorum. Kimimiz bu tarz spritüal
konulardaki kitaplardan hoşlanmaya bilir. Bunun da sebebinin her kaynakta ve
konuda olduğu gibi okuyucunun kafasını oldukça karıştırabilecek bilgiye ve
araştırmaya dayalı olmayan kanal kitaplarından kaynaklandığını düşünüyorum. Gelelim yıldız kitabımıza kitabın özü düşünce
disiplini. Basit gibi gözüken ama belki de hayatımız boyunca bunu yapmak için savaşacağımız
bir konu bu. Ne kadar erken başlar düşüncelerinizi erken kontrol altına
alabilirseniz hayatınızın nasıl değiştiğine tanıklık edeceksniz. Peki sen diye sorıyorsunuzdur? Evet ben erken
başladım ama bu yolculuk kolay bir yolculuk olmadı. Daha yeni yeni disipline
etmeye başlıyorum. Peki ne mi kazandırdı
bana? Her sene gripten kırılan ben, hastalanmaz oldum. İş hayatımda çok büyük
avantajlarını gördüm. Huzur ve denge
halimi korumayı öğretti bu da zaten sağlığı getirir. Yaratıcının zuhurunda
neler yaratabileceklerimizi, fark ettim.
Çevreme çok sıkıntıda olduğunu düşündüğüm arkadaşlarıma yardım etmeye başladım.
Onlarda ki değişikliği kendileri
şaşkınlıkla bense büyük bir keyifle izledim. Sadece kendimde değil çevremde de
işe yaramaya başladığını gördüm. Düşünceleri değişince algıları değişiyordu.
Düşünceleri susturdukça, ruhsal rehberini işitebiliyorlardı. Tek yaptığım şey
ne mi oldu. Arkadaşlarıma hangi kitapları hangi sırayla okumaları gerektiğini
söylemek oldu. Üç hafta önce de bu bloğu açmaya karar verdim. Belki daha çok
hayata, zihne ve ihtiyacı olan kişilere dokunabilirdim. Umarım faydam olur.
Şunu biliyorum tek açlık duyduğumuz şey bilgi. İşte düşünme tekniğini öğreten
kitap budur. Bence %100 Düşünce Gücü zihnin olağan üstü
gücünü, yaratıcının kendi ruhundan üflemesinde ki manayı, bolluk yasasını, bu
bolluk ve bilgiyi nasıl alabileceğimizi öğreten önemli kitaplardandır . Size
tavsiyem en az üç defa okumanızdır. Çünkü bilinci susturmak kolay olmayacaktır.
Akıl sürekli konuşmak ister her şeyi yargılamak, yorumlamak ister o iç güdü ile
hareket eder dolayısıyla bilinç altı (veya bilinçdışı) dan gelen konuyla
ilgili cevabı duyamayız. Amacımız önce aklımızdan geçen, gereksiz işimize yaramayan
o kalabalık düşünceleri susturmak olacaktır. Bu da kolay olmayacak bu sebeple en
az üç defa kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
Kitaptantan:
“İnsan şans rüzgarıyla bir o yana bir bu yana savrulan bir
kader mahkumu olmak zorunda değildir. Evrensel Zeka’nın düzenli planı doğrultusunda
hayatını düzenleyebilir. İnsana ne büyük bir onur verilmiş: Hayatına hükmetme
fırsatı! Fakat onunla birlikte, hayatın sonsuz kaynaklarını akıllıca kullanmak
sorumluluğu da verilmiştir.”
“Bilinçaltı, bedenin yapıcısı
olarak bilinir. Bedenin fonksiyonlarının otomatik olarak yürümesini sağlar. İster
uyuyor olalım, ister uyanık, büyük istem dışı hayat sürer. Yüce Plancı’nın bu
şekilde bir düzen kurmuş olması büyük bir şans değil mi? Kalbimizin atmasını,
midemize yemekleri sindirmesini, kanımıza damarlarda dolaşmasını söylemek
durumunda olsaydık ne kadar zor olurdu. Hayır, her şey harika biçimde
hazırlanmış bizim için. Bedenin gelişimi, tüm fonksiyonları bilinçaltı
tarafından yönetiliyor. Aslında bedenin her hücresinde ve atomunda bir zeka var
ve bu zeka bilinçaltına bağlıdır.”
“Bilinçaltı günümüzün modern bilgisayarlarından daha
gelişmiş bir bellek sistemine sahiptir. Mükemmel kayıt yapar; her emir, her
inanç, her düşünce bilinçaltının asla hata yapmayan bellek sisteminin bir
parçası olur. Hatta düşünmediğiniz, dikkat etmediğiniz şeyler dahi orada
depolanır ve gerektiğinde ortaya çıkarlar.” ( yazar bu konuyla hastanelerde
yaşanan ilginç olayları anlatmış)
“Hayatın her bölümü yasalarla yönetilir. Evrene, yasaların
oluşturduğu bir düzen hâkimdir. Fizik, matematik, ekonomi ve insan ilişkilerini
kapsayan yasalar söz konusudur. Bu yasalar her zaman da var oldu.”
“Bilinçli olarak düşünülen her düşünce, bilinçaltını etkiler
ve bu etki, düşüncedeki güç ve arzunun derecesine bağlı olarak eyleme dönüşür.”
“Ne kadar mükemmel olduğunuzu biliyor musunuz? Yaratıcı’nın imajı
ve suretisiniz siz. Yüce Düşünce’nin görkemi için giriş ve çıkışları
oluşturuyorsunuz. Tüm Bilgelik ve Güç sizinle ifade edilmiş. Sizin gerçeğiniz
bu. Gerçek Benlik bu.”
Bilinçaltına düşüncenin toprağı denir; Her türlü hastalık ve
düzensizlik bilinçaltının çalışma sistemini anlayamamamızdan kaynaklanır. Sonsuz Zeka, hayatın en küçük
birimi atomda bile iş başındadır. Yalnızca korkularımız, endişelerimiz, çeşitli
streslerimiz içeri girebilirler. Bilinçaltı, yalnızca bedenin koruyucusu değil,
bedenimizin ve hayatımızın kurucusudur aynı zamanda.”
“İnsan gün boyunca düşündüğü şeylerin toplamıdır.”
“Başkalarına ve
kendisine sürekli olarak hasta olduğunu, acı çektiğini, mikroplara karşı hassas
olduğunu, söyleyen insan
kendisini her zaman rahatsız, halsiz hisseder. Öte yandan çok sağlıklı
olduğunu, hayatında bir kez bile hastalanmadığını söyleyip övünen insan sağlık
ve kuvvet abidesi olur. Bazıları aradıkları arkadaşı bulurken neden diğerleri
yalnız bir hayat sürerler? Bazıları istedikleri her şeyi hatırlarken neden
bazılarının belleği kötüdür? Hayat insanlara farklı muamele etmez; çünkü bilinçaltımıza
verdiğimiz yanlış emirlerle başarısızlığı, mutsuzluğu seçeriz. Kararlı bir
şekilde hayatımıza hâkim olmak ellerimizdedir.”
“Gerçek refah, Hayatın Bolluğu’nu fark etmektir. Kendinizi
tüm varlığınızla verebilecek kadar Sınırsız bir Kaynak’tan beslendiğinizi
hissedebiliyor musunuz? Bu ruhsal zenginliğin gerçek zenginlik bilincinin
ölçüsüdür. Öğrendiğimiz her şeyi bu zemin üzerinde uygulayamaya koyacağız.
Henry Ford’un, J.C Penney’nin, Andrew Carnegie’nin, Robert La Tourneau’nun,
Colgates’in , George Romney’in, Billy Casper’in bu derece başarılı olmasının
bir rastlantı olduğunu mu sanıyorsunuz? Hepsinin büyük vericileri olduğunu,
kazandıklarının %10’dan %90’a kadar kısmını Hayat’a geri verdiklerini
göreceksiniz. Özgürce verdik mi Kaynağa güveniriz ve böylece bilincimizi,
özgürce almaya hazırlarız. Kendimizi neye bağlarsak, ne olduğumuzu düşünürsek
öyle oluruz.”
“Bilinçaltı, bilinç gibi zamanın farkında değildir.
Bilinçaltı, bilincin direktiflerini soru sormadan ve tam olarak uygular. O,
sabah tam istediğimiz saatte bizi uyandıran gönüllü hizmetçidir. Saate
bakmadığı için çalar saatten çok daha kesindir. Bilinçaltı geçmiş veya gelecek
diye bir şey bilmez. Hep şimdiki zamanda çalışır. Sonsuz Şimdi’de çalışır."
“İşyerinde yoğun bir günden sonra kendini tükenmiş hisseden
birçok insan bir bara koşturur ya da birkaç kadeh içki içmek için aceleyle eve
gider; bunun kendilerini rahatlatacağını düşünürler. Rahatlatıyormuş gibi
görünür. Fakat içki uyarıcıdır. Önce uyarır, sonra aptallaştırır. Etkisi
geçtiğinde çok daha gergin hissettirir. İçki kimseyi rahatlatmaz.”
“Montreal’li Dr. Hans Selye tüm hastalıkların stres sonucu
ortaya çıktığını söylüyor. Gün geçtikçe daha çok insan bu teoriyi kabul ediyor.
Sadece rahatlamış ve huzur içinde olduğumuz zaman yoğun düşünceye dalabilir,
bize taze fikirler sağlayan içsel Zekâ’yla iletişim kurabiliriz. Gergin ve
sinirli olduğumuz zaman tam anlamıyla yaratıcı olmak olanaksızdır. Gergin bir
insan etkili çalışma gücünü fazlasıyla yitirir. Dengeli insan hayatla birlikte
akar. Hayata direnmez, hayattan korkmaz, hayatla uyuşmazlığı yoktur.”
Yeni bir deneme yapmaya ne dersiniz belki değişim için bir çok yöntem denediniz. Bence bu kitabıda deneyin inanın faydasını göreceksiniz.
Harika bir kitap kesinlikle tavsiye ediyorum sevgili kitap severler.
Flora
Facebok hesabım: Floraninkitapligi
Twitter hesabım: Florahaz
Twitter hesabım: Florahaz
emeğinize sağlık
YanıtlaSil