16 Ağustos 2017 Çarşamba

Yeniden Büyük Amerika - Donald J. Trump





Trump ın düşüncelerini ve ideallerini en direk merak edenler için okunması gereken kitap. Fakat kitabı hakkında düşüncelerimi merak ediyorsanız benim için tam bir hayal kırıklığı oldu diyebilirim. sanırım Trump kullandığı kelime dağarcığı çok kısıtlı kendini ifade etmede oldukça başarısızdı. Kitabın anlattığı milliyetçi bir Trump fakat bazen çok ütopik öneriler ve fikirlerle yaklaşması beni tedirgin etti. Kitap ile Küresel ekonomiden hiç anlamadığını da idrak etmiş oldum. Suriye’den gelen sığınmacıları IŞİD olarak gören bir zihniyetle karşılaşıyorsunuz. Kitaptan, sanki babasına kendini ispat etmeye çalışan küçük bir çocuk hırsı hissediyorsunuz.

Amerikan tarihi okumadığını, olayları neden sonuç ilişkilerini irdelemeden sadece bir tv izleyicisi gibi yorumladığı ve sorguladığını anlıyoruz. Yorumladığı konu ve olaylarla ilgili doğru bir araştırma da yapmadığı ortada. Dolayısıyla Amerikan halkını ve dünyayı şaşırtmaya devam edeceği kaçınılmaz.
Siyasi stratejilerde harcanan bedelleri o ülkelerden geri almak gerektiği düşüncesi de tehlikeli boyutta. Amerika'nın stratejik çıkarları doğrultusunda bunu yaptığından ziyade O ülke halkları kurtarmak adına yaptıklarına ciddi inanmış görünüyor. Ve bu ülkelerden ticari olarak bedelleri alması gerektiği hesabına, takılmış durumda. Keşke Trump bir Ekonomik Tetikçi kitabını okusaydı ama şunu anlıyorum ki Trump okumayı sevmiyor. Seçtiği kelimeler ve konuşma tarz çok kısıtlı sınırlı. Kendini İfade etme gücü çok zayıf. Siyaseti futbol maçı gibi yorumlayarak anlatma tarzı ise insanı endişelendiriyor.



Kitaptan Seçmeler;

"Şimdi de kapılarımızı Suriye gibi yerlerden gelen sığınmacılara açıyoruz; bu, IŞİD üyelerine burada yaşayıp ülkemizi içten yıkmaları için davetiye çıkarmak gibi bir şey.

Bana saldırmasına aldırmıyorum. Medyayı onların beni kullandığı şekilde kullanıyorum, dikkat çekmek için. Dikkati çektikten sonra, onu kendi yararıma kullanmak benim elimde. Açık sözlü olmaktan korkmazsanız medyanın sizin hakkınızda yazacağını ya da programlarına gelmeniz için size yalvaracağını çok uzun zaman önce öğrendim. Bir şeyleri biraz farklı yaparsanız, çok kötü şeyler söyleyip savaşırsanız sizi seveler. Ben de önemli noktaya dikkat çekmek için bazen çok çirkin yorumlar yapıyorum ve onlara (seyirciler ile okuyuculara) istediklerini veriyorum.

Güney Kore’nin Kuzey Kore’yle olan sınırında yirmi sekiz bin beş yüz harika Amerikan askerimiz var. Her gün tehlike altındalar. Güney Kore’yi sadece onlar koruyor. Ve Güney Kore’den bunun karşılığında ne alıyoruz? Bize mal satıyorlar, güzel bir karla. Bizimle rekabet ediyorlar. Irak’ta her ne yaptıysak onun için iki trilyon dolar harcadık. Bunu neden yaptığımızı hala bilmiyorum ama yaptık.
Mesele şu ki başka ülkeleri savunmak için trilyonlarca dolar harcıyoruz. Onlar adına savaşma yetkisi için para ödüyoruz. Bu bana mantıklı gelmiyor. Artık gerçekten de dünyanın üzerine düşeni ödeme zamanı ve ben bunu onlara ödeteceğim.

Kötü Çin genelde yabancılara kapalı olanı. O, yurttaşlarının internet erişimini denetleyen, siyasi muhalefeti bastıran, gazeteleri kapatan, muhalifleri hapse atan, bireysel özgürlükleri kısıtlayan, siber saldırılar düzenleyen ve ekonomileri yönlendirmek için dünyadaki etkisini kullanan yönetim. Ve tüm bu süre için askeri gücünü artırıyor. Rusya’nın yanı sıra Çin’le de uğraşmanın uzun dönemde en büyük sorunlarımızdan birini oluşturmaya devam edeceğine kuşku yok.

Çin’den düşmanımız olarak söz etmememi isteyen insanlar var. Ama oldukları şey tam da bu.  Düşük ücretli işçiler kullanarak sektörleri yıktılar, bize on binlerce işe mal oldular, sanayi casusluğu yaptılar, teknolojimizi çaldılar ve paralarını yönlendirip değerini düşürdüler ve bu da bizim mal ithalatımızı pahalılaştırıyor, hatta bazen olanaksızlaştırıyor. Ancak küresel Amerikan politikası gereğince, biz Çin’in üstünlüklerini ortadan kaldırmak istiyoruz. Bu durumda ne yapmalıyız? Çinlilere karşı sertleşerek başlayabiliriz. Çin’le ilgilenirken onlara karşı çıkıp en iyi müşterisinden çıkart sağlamanın kötü bir iş olduğunu anımsatmalıyız. Sonra da oturup bunu nasıl daha eşitlikçi bir ilişki haline getirebileceğimizi bulmalıyız.

Her şey güçlü bir orduyla başlar. Her şey. Tarihimizin en güçlü ordusuna sahip olacağız ve halkımızı en iyi silahlarla ve korumayla donatacağız. Nokta. Bu dönüşümün faturasını bir miktarını Suudi Arabistanlılara, Güney Korelilere, Almanlara, Japonlara ve İngilizlere yüklemekleyiz. Sonuç olarak onları koruyoruz ve giderleri paylaşmalıdır.

Putin Ukrayna’ya girerken Almanya’yla diğer ülkelerin neden kayıtsızca oturup seyrettiğini hala anlayamıyorum. İsrail’in Ortadoğu’da bizim bizim yanımızda dimdik duracağından emin olabilirsiniz. Ve son olarak, Çinlilere özel olarak dikkat etmeliyiz. Korumacı politikaları ile altımızı oydukları günler ve siber hırsızlık sona erdi. Amerika’nın yeniden doğuşu daha yeni başlıyor."





Yorum: kitaptan kendime çıkardığım en önemli   ders ise siyasette zaman ve çıkara göre değişkenlik gösteren konularda bu denli açık sözlü olmamak gerektiğidir. Ülkelere yapılması gereken stratejilerini bu kadar açık sert içini dökercesine yazması sebebi ile bahsettiği ülkeler şimdiden Trump sertleşme politikasına başlamadan B planına geçmiş durumda. 

Trump'ın Twitter hesabı @realDonaldTrump


Nesibe Flora KURT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder